28 Mayıs 2015 Perşembe

Zamanın keşfi, Zamanın Kaybı (Masal Diyarı)

Yeni yerime alışmam biraz zaman aldı gerçekten. Zaman denilen kavramı yavaş yavaş öğrenmeye başladım artık. Çünkü geçen şeyle beraber büyüdüğümü fark ediyorum. Son kez bakışımı hatırlıyorum da ilk geldiğim yere ne kadar da uzak geliyor şimdi bana, sanki kendi gözlerimden son kez bakmıştım bütün hayatım boyunca özlemini çekeceğim o huzurlu yuvaya.  Bugün tam 3 yıl geçti üzerinden buraya gelişimin ve ben artık kendi başıma ayaklarımın üzerinde durabilmeyi öğrendim hatta ağzımdan çıkan garip seslerle beraber etrafımdakilerle anlaşmayı da. O kadar da zor değil aslında her şey sanırım küçük olduğum için devamlı olarak bir koruma altındayım. Ben de çabalıyorum pek çok şey için ama bu küçük ellerle koca dünyaya tutunmak kolay değil o yüzden ben de fazla zorlamıyorum aslında önümdeki masaya tutunmakla yetiniyorum çoğu zaman.

Gündüzleri keşiflerle geçiyor zaman sadece etrafımı değil elbette bu sıkışıp kaldığım bedeni de keşfetmekle meşgulüm. Neyi yapıp neyi yapmamam gerektiğini öğretiyor bana zaman. Öyle şeyler yaşıyorum ki ders almaya başlıyorum tüm olanlardan. Ancak sinirleniyorum da durmadan çünkü benim tercihim olmayan bu seçim için bana sürekli engeller koyanlar var etrafımda. Kendilerine göre uydurdukları kurallar bunlar başka da bir şey değil! Kurmadığım oyunun kurallarını sevmemi bekliyorlar benden, çok beklerler! Geceler daha güzel bence özellikle de babamın eve gelişi ve onunla birlikte geçirdiğimiz zamanlar. Küçük bir çocuk olduğumu unutturuyor çoğu zaman bana. Günlerin geçip büyüyeceğimi söylüyor hatta bana bildiklerini öğretiyor durmadan tabi ki de o kadar hızlı öğrenemiyorum ama olsun yine de bir iki numara kapmaya başladım.

 Geceleri yatmadan önce babam yanıma gelip bir şeyler anlatıyor kimi zaman, kimi zaman da elindeki kitaptan uzun uzun şeyler okuyor bana. Kendi seçtiği yaşamları bana dinletiyor. Kendi beğendiklerini benim de beğeneceğimi düşünüyor olmalı ki kafasına göre bir sayfa açıp okumaya başlıyor ve çoğunun sonunu bile duymadan sızıp kalıyorum, kolay değil çünkü bu koca dünyada küçük bir insan olmak yoruyor ister istemez bedenimi bütün bu olanlar. Sonunu bile duymadığım bu şeylere masal diyor babam ve her biri beni biraz daha meraklandırıyor aslında çıkıp görmek için dışarıya, buralardan daha fazlasını görüp öğrenebilmem için içimdeki ruhu hareketlendiriyor. O okudukça ben büyüyorum zamanı hiç düşünmeden sadece kendimi bulacağım anı beklemek için öylece büyüyorum. Gün gelip de kendim olmaya karar verdiğimde bütün bunların ne kadar önemli şeyler olduğunu söyleyebileyim diye bekliyorum ve büyüyorum…


Sokaklar neden bu kadar büyük diye düşünüyorum her dışarıya çıktığımda. Hâlbuki yürüyecek iki ayağım var ve bastığım yer gördüğümden daha küçük. Bu büyük yolların arasında kocaman ağaçların içinde tek başıma kendi hayatımı yaşayabilmek için hayallerimle süslüyorum bütün bahçeyi. Zihnim o kadar berrak ki bu konuda her şey benim elimdeymiş gibi hissediyorum düşünüyorum, istiyorum ve hop karşımda buluyorum onu. Masallar bu kadar gerçek mi oluyor isteyince ve acaba bu hep böyle devam edecek mi hayatımda?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder