Yeni yerime alışmam biraz zaman
aldı gerçekten. Zaman denilen kavramı yavaş yavaş öğrenmeye başladım artık. Çünkü
geçen şeyle beraber büyüdüğümü fark ediyorum. Son kez bakışımı hatırlıyorum da
ilk geldiğim yere ne kadar da uzak geliyor şimdi bana, sanki kendi gözlerimden
son kez bakmıştım bütün hayatım boyunca özlemini çekeceğim o huzurlu yuvaya. Bugün tam 3 yıl geçti üzerinden buraya gelişimin
ve ben artık kendi başıma ayaklarımın üzerinde durabilmeyi öğrendim hatta
ağzımdan çıkan garip seslerle beraber etrafımdakilerle anlaşmayı da. O kadar da
zor değil aslında her şey sanırım küçük olduğum için devamlı olarak bir koruma
altındayım. Ben de çabalıyorum pek çok şey için ama bu küçük ellerle koca
dünyaya tutunmak kolay değil o yüzden ben de fazla zorlamıyorum aslında önümdeki
masaya tutunmakla yetiniyorum çoğu zaman.
Gündüzleri keşiflerle geçiyor
zaman sadece etrafımı değil elbette bu sıkışıp kaldığım bedeni de keşfetmekle
meşgulüm. Neyi yapıp neyi yapmamam gerektiğini öğretiyor bana zaman. Öyle şeyler
yaşıyorum ki ders almaya başlıyorum tüm olanlardan. Ancak sinirleniyorum da
durmadan çünkü benim tercihim olmayan bu seçim için bana sürekli engeller
koyanlar var etrafımda. Kendilerine göre uydurdukları kurallar bunlar başka da
bir şey değil! Kurmadığım oyunun kurallarını sevmemi bekliyorlar benden, çok
beklerler! Geceler daha güzel bence özellikle de babamın eve gelişi ve onunla
birlikte geçirdiğimiz zamanlar. Küçük bir çocuk olduğumu unutturuyor çoğu zaman
bana. Günlerin geçip büyüyeceğimi söylüyor hatta bana bildiklerini öğretiyor
durmadan tabi ki de o kadar hızlı öğrenemiyorum ama olsun yine de bir iki
numara kapmaya başladım.
Geceleri yatmadan önce babam yanıma gelip bir
şeyler anlatıyor kimi zaman, kimi zaman da elindeki kitaptan uzun uzun şeyler
okuyor bana. Kendi seçtiği yaşamları bana dinletiyor. Kendi beğendiklerini
benim de beğeneceğimi düşünüyor olmalı ki kafasına göre bir sayfa açıp okumaya
başlıyor ve çoğunun sonunu bile duymadan sızıp kalıyorum, kolay değil çünkü bu
koca dünyada küçük bir insan olmak yoruyor ister istemez bedenimi bütün bu
olanlar. Sonunu bile duymadığım bu şeylere masal diyor babam ve her biri beni
biraz daha meraklandırıyor aslında çıkıp görmek için dışarıya, buralardan daha
fazlasını görüp öğrenebilmem için içimdeki ruhu hareketlendiriyor. O okudukça
ben büyüyorum zamanı hiç düşünmeden sadece kendimi bulacağım anı beklemek için
öylece büyüyorum. Gün gelip de kendim olmaya karar verdiğimde bütün bunların ne
kadar önemli şeyler olduğunu söyleyebileyim diye bekliyorum ve büyüyorum…
Sokaklar neden bu kadar büyük
diye düşünüyorum her dışarıya çıktığımda. Hâlbuki yürüyecek iki ayağım var ve
bastığım yer gördüğümden daha küçük. Bu büyük yolların arasında kocaman
ağaçların içinde tek başıma kendi hayatımı yaşayabilmek için hayallerimle
süslüyorum bütün bahçeyi. Zihnim o kadar berrak ki bu konuda her şey benim
elimdeymiş gibi hissediyorum düşünüyorum, istiyorum ve hop karşımda buluyorum
onu. Masallar bu kadar gerçek mi oluyor isteyince ve acaba bu hep böyle devam
edecek mi hayatımda?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder