Buraya geleli çok uzun
zaman olmadı ama sanırım yavaş yavaş gitme vakti gelmeye başladı. Artık durduğum
yer benim için değilmiş gibi hissediyorum, dar geliyor sanki bu küçük kap benim
küçük vücuduma. Biraz rahatsızlık yaratsam sanki dışımdaki bu kabuğu atacakmışım
gibi bir his var içimde ve bu his son zamanlarda beni epeyce tetikler oldu
şansımı dememem konusunda. Birkaç küçük denemem de olmadı değil ayaklarımla
biraz aşağıya doğru ittiğimde dışarıdan bir ses duydum sanki bir uğultu ya da
ufak bir inleme belki de küçük bir çığlık gibiydi. Anlam veremediğim bir şeydi,
ilerleyen zamanlarda ne olduğunu çözebilirim ama burada durmak gerçekten beni
yoruyor pek bir şey yapamıyorum hareketsiz yatıyorum öylece, sadece küçük küçük
dönüşler mümkün olduğum yerde.
Sanırım son
düşündüğümden bu güne kadar biraz zaman geçti. Dışarıda bir koşturmacanın
olduğu kesin çünkü ciddi şekilde sarsıldım az önce. İçinde durduğum bu şeyi bir
yerden bir yere taşıyorlar ya da yuvarlıyorlar belli ki. Bir şeyler tepemden
baskı uyguluyor sanki beynimi ezmek istercesine ve yine işte aynı ses yine bir
çığlık ama bu sefer geçenkine oranla daha net. Sanki kulaklarımdaki perde
kalkmaya başladı ya da bu çığlığın tonu arttı. Kesin olarak şunu söyleyebilirim
ki bir kadın bu sesin sahibi ve keskin, acı dolu, yıkıcı bir çığlık bu! Yorulduğumu
fark ediyorum ama bu sefer hareket etmekten ya da buradan çıkmak için
uğraşmaktan değil daha çok bir uyuşukluk hali bu. Yine aynı çığlık bu sefer
daha da yakından ve tepemdeki baskı gitgide artmaya devam ediyor sanki birisi
beni daha derine itmek için uğraşıyor gibi. Direniyorum gücümün yettiğince ama
çok büyük bir güç bu, o kadar büyük ki beni ellerinin arasına alsa sanki bir
yerden bir yere kolayca atıverecek bir dev gibi.
O da ne! Bir anda ters döndüm!
Artık baskı kafamda değil ayakucumda, biraz önce beni tepemden bastıran şey
sanki şimdi beni ayaklarımdan yukarı doğru itiyor. İçinde durduğum bu kabuktan
çıkma vakti acaba geldi mi? Gayret etmeli miyim? Yoksa kendimi bıraksam her şey
benden habersiz olup biter mi?
Yaklaştım hissediyorum,
iyice yaklaştım hatta başımın üstünde bir serinlik var ve o serin şey öyle bir
kavradı ki kafamı bırakmıyor. Beni buraya bağlayan koca bağ bile dayanamıyor
tutmaya beni içeride. E hadi o zaman bırakalım bakalım kendimizi bu serinliğe
doğru. Kayıyorum yukarıya doğru beni iten şey ne bilmiyorum ama şimdi de
aşağıya doğru kayıyorum gözlerim o kadar kör ki sadece karanlığın arasında
hareket eden büyük kütleler görüyorum ve ciğerlerimin içini yakan şeyi
hissediyorum. Acı bir tadı var ilk içime çektiğimde bu acı tat en derinime
kadar işledi ama işin garibi bir yandan da beni rahatlatıyor. Ne yapmalıyım bir
kez daha mı çekmeliyim içime o acı tadı, hadi deneyelim bakalım.
Çok canımı yakıyor, sanırım bağıracağım hatta ağlayabilirim bile bu kadar kötü olacağını hiç
düşünmemiştim keşke hiç çıkmasaydım eski yerimden direnseydim biraz daha belki
vazgeçerlerdi! Dayanamıyorum ağlıyorum, bağırıyorum, içten içe isyan ediyorum
ama ben bağırdıkça etrafımdakilerde bir sevinç, bir neşe ve onlar bu kadar
mutluyken ilk küfrümü de sallıyorum fakat kimse duymuyor beni benden başka.
Sanırım geldiğim bu yere alışmam biraz zaman alacak ama çıktık artık yola hadi
bakalım daha neler yaşayacağız bu yeni kabuğumuzda…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder