13 Temmuz 2015 Pazartesi

Zulme İnananlar

   Zulme karşı nasıl savaşılır. Bugün dindarların, kendini müslüman, hıristiyan, yahudi, budist, sünni, şii vb. olarak tanımlayanların en büyük derdi bu olmalı. Bu sorunun çözümlerini tartışmalılar cuma günleri ve diğer günler.

   Çatır çatır kesilen masum kelleri nasıl kurtarabilirizi tartışmak, kundakdaki bebelerin nasıl hayatta kalabilme ihtimallerini konuşmak şu an için en önemli mesele olmalı. En azından Sakızın orucu bozup bozmayacağını, namazda gözlerin seccadeye kilitlenip kilitlenmeyeceğini tartışmaktan vakit bulduğumuz zamanlarda zulmü tartışalım ey cemaat-i müslimin.

    "Size ne oluyor da Allah yolunda ve "Ey Rabbimiz bizi, halkı zulme sapmış şu kentten çıkar; katından bize bir dost gönder, katından bize bir yardımcı gönder!" diye yakaran mazlum ve çaresiz erkekler, kadınlar, yavrular için savaşmıyorsunuz! Nisa 75" diyor Allah. Size ne oluyor da akli, vicdani, psikolojik, maddi bir savaştan kaçıyorsunuz. İyi insanlara desteğe yaklaşmıyorsunuz. Zulme karşı savaştan yüz çeviriyorsunuz. Üstelik acımadan öldüren, tecavüz eden, soy kıran, eziyet eden adam, seninle aynı dine mensup olduğunu idaa ediyor. Kendini temize çıkartmayacak mısın. Allah'ı bu iftiradan ne zaman kurtaracaksın.

   Adı Arapça S-L-M:barış,teslimiyet kökünden gelen bir din ne zaman zulüm ve fesatla değiştirdi anlamını. İnsanların aklına ne zamandan beri Allah, tekbir, müslüman, Kuran diyince ölüm, katliam, korku ve vahşet gelmeye başladı.

   Unutma ey Müslüman bu yük senin sırtında. Aklını başına toplamassan cezası çok yakın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder