23 Haziran 2015 Salı

Koşup Gitmek Kurtarır Mı Beni? (Oyuna Devam)


Sokaktayım uzun zamandır. Burada  oyun oynamaya başlayalı baya bir zaman geçti, artık izinlerim daha fazla. Özellikle evin önündeki kaldırım benim için bir sınır ve belki de eskilerden uzaklaşmaya başladığımın kanıtı gibi aslında. Evimden çıkabiliyorum ve gittikçe dışarıya daha çok alışıyorum böyle olduğundan mıdır bilmem evin o sakin hali bana çok yavaş gelmeye başlar oldu. Özellikle bahçe ile sokağı ayıran duvar benim hayallerimin tuvali gibi. Ellerimi duvara dayayıp yumuyorum ve saymaya başlıyorum içimden bildiğim kadarıyla, babamın öğrettiği kadarıyla,  yavaş yavaş bambaşka bir dünyaya giriyorum. Benden iki kat büyük olan bu beyaz duvar hayallerime açılan kapı gibi âdeta beni içine çekiyor ve hiç bitmesin istiyorum bildiğim rakamlar çünkü biliyorum ki ne zaman saymayı bıraksam yine olduğum yere geri geliyorum.

Yaşıtlarım da var etrafımda ama onlar benim gibi değiller sanki fazla kolaycılar, her şeyi olduğu gibi kabul ediyorlar. Benim yaptığım bu şeyin adına onlar saklambaç derken ben yolculuk diyorum. Ara sıra onlara uyuyorum kollarımı duvara yaslayıp sayıyorum en yüksek sesimle ve bağırıyorum saymayı bitirdiğimde onların yaptığı gibi “Sağım solum önüm arkam sobe!”. Sonra koşturmaca başlıyor işte hep bir şeyleri birilerini arar buluyorum kendimi peki bu böyle mi olacak hep?  Gerçek dünya hangisi olmalı diye düşünüyorum karar vermekte zorlanıyorum çünkü daha bu kadar ileriyi düşünecek kadar gelişmedi kafamın içindeki. Ben sadece hayalimi yaşamak için biraz olsun gerçekleri öteliyorum bu oyunlarla. Eskilerden kaçış yeniye varış gibi bütün bu olanlar, yumuyorum ve geçmişi bırakıp geleceğe geçmek için öylece bekliyorum.


Zaman keşke saydığım gibi kolay ve çabuk geçse de ben de daha hızlı büyüsem diyorum bazen içimden, keşke daha hızlı büyüsem. Yalnız tam böyle düşündüğümde geçenlerde  fark ettiğim şey geliyor aklıma, ben büyüdükçe bazı oyuncaklarım artık benimle konuşmaz oluyor sanki onlar benim, ben de onların dilini unutuyorum. Artık eskisi gibi bakmaz oluyorlar sessizce bir köşede duruyorlar İşte bunu fark ettiğimden beri büyümek ve büyümemek arasında kaldığımı da seziyorum ama ikisi de benim elimde değil nihayetinde ben sadece izliyorum. 

8 Haziran 2015 Pazartesi

Seçim 2015

7 Haziran 2015 seçimleri.Uzun, soğuk bir kışın ardından baharın yüzünü gösterdiği ilk gün gibi hissettirdi bana ve benim gibi ümitle bekleyenlere. Son 12 yıldır her seçim döneminde içimde beliren bir kuşku yoktu. Acaba mı dedim, acaba bu sefer gerçekten güneş aydınlık bir sabaha mı doğdu? Saat    5'e kadar sanki vakit geçmedi. Ama bir şeyler olduğu belliydi. Huzurluydum. Bu sefer dudağım da uçuklamıyordu, her şey yolundaydı ve ilk sandıklar açılmaya, haberleri sosyal medyada yayılmaya başlamıştı. Bu sefer, her seçimde olduğu gibi , Akp, Akp, Akp... diye sayılmıyordu oylar ve hala iktidardan birileri ekranlarda boy göstermiyordu. Bu sefer oldu kızım dedim içimden. Bu sefer Gezi'nin, Soma'nın, giden her canın hesabının verilmeye başlanacağı ilk gün. Ve sonuçlar açıklanır %35 ile iktidar olan Akp, %40,7 ile tek başına iktidar olamamıştır. Chp %25, Mhp %16, Hdp ise ilk kez parti olarak girdiği seçimden , barajları yıkarak %13 gibi bir sonuçla çıkmıştır. Asıl komedi ise bu saatten sonra başlayacaktır. Seçimlere parti olarak girme kararı verene kadar, onlarla el ele kol kola gezen iktidar, birden Hdp'yi vatan haini ilan edecektir. Bakınız:                                                            

Daha bitmedi. "Dağda silah tutmakla barış olmaz, inin dağdan, gelin meclise, ne sorununuz varsa mecliste halledin." diyen şimdiki Cumhurbaşkanının ta kendisidir. Barzani ile görüşmelerinde Doğu Anadolu bölgesi için "Kürdistan"kavramını ilk kendisi kullanmadı mı? Seçim gününe kadar Kürt kardeşlerim dediği halk, bir günde düşmanı haline mi gelmişti? Ben Erdoğan'a kızmam. Çünkü adam riya ile, yalan dolan ile dolduruyor ceplerini. En azından kendince bir amacı var! Benim en çok kızdığım kesim, Erdoğan'ı "ıstıranlar ve yalayanlar". Adam cebini doldururken, sana bir fazla ikramiyeyi çok görüyor. Kendisi sarayda yaşarken, sen damı akan gecekonduda yatıyorsun. O gemicikler alırken, sen cebinde beş kuruşun olmadığı için eve yayan gidiyorsun. O tanesi 1000 tl olan kadehlerden su içerken, sen içecek bir tas çorba bulamıyorsun. Bana gelip , keşke Atatürk olmasaydı da İngiliz himayesinde olsaydık daha rahat ederdik, diyorsun, her zorluğu aynı gemide olduğu için seninle beraber çeken Kürt'ü vatan haini ilan ediyorsun. Hayır! Asıl vatan haini sensin. Senin gibi senden başkasını yok sayan zihniyet asıl terörist. Sakın bayrak, marş, vatan sömürüsü yapma. Bu saatten sonra kimse yemez. O kadar seviyorduysanız, Akp zamanında ülkeni işgal etmiş devletlere toprakları, fabrikaları, şirketleri satarken konuşacaktınız. Şimdi değil. Artık geçti. Biz artık kardeşçe sen ben ayrımı olmayan, ötekileştirilmeyen bir Türkiye hayal ediyoruz. Bunun için de çoktan yola çıktık. Siz oturduğunuz yerden geleni gideni yalayıp ısırmaya devam edin!

5 Haziran 2015 Cuma

"Devrim" Aşkı

     Herkes farklı bir isimle anar sevdiğim adamı.Ancak benim için "Devrim"dir. Gülüşü, bakışı, çıplak ayakları ile yere her basışı sanki bir çağ açıp çağ kapatır. Baharı andıran gamzeleri vardır. Bahar kara kıştan aydınlığa geçirmez mi tıpkı devrim gibi. Sarı saçları vardır güneşi anlatan. Bal rengi gözleri vardır içimde devrim ateşini yakan. Sesi bir devrimci türküsü söyler gibi çınlar kulaklarımda. Her gün onun hayali ile uyur onun hayali ile uyanırım. Özgürlük kadar büyüktür o bir avuca sığan kalbi. Elleri yüreğimin ortasına bırakılmış bir kor gibi sıcaktır. Canım hep yanar, ama hep. Bilirim bu yolda çok yorulacağımı, belki de öleceğimi. Ama bir sevdadır Devrim, yürek verene... 

2 Haziran 2015 Salı

Kulüpten Notlar (Ben neredesin ben?)

Ben,
Ben demeyi sevmeyen sevemeyen ben,
Hayatımda ilk kez bu kadar ben diyorum belki de. İçimde kaybolan beni bulmak için,
Orada olduğunu hatırlamak için,
Benim içimdeki o küçülen yok olmaya başlayan beni görebilmek için haykırıyorum ben, ben, ben diye.
Kararlar alıp kararlar veren içimdeki o benin, bu sefer
Ne alacağı
Ne de vereceği kalmadı gibi geliyor uzun zamandır.
Öylece duruyor,
İçimde sesini çıkarmadan bekliyor mu?
Yoksa gitti de haberim mi yok hala çözemediğim büyük sırrı çözme telaşı mıdır bütün bu ben demelerim?
İşte o yüzden görmediğim ama oralarda olduğunu düşündüğüm birinin adını sayıklar gibi haykırıyorum ben, ben, ben diye. 

Sahi ben kimim?