Sokaktayım uzun zamandır. Burada oyun oynamaya başlayalı baya bir zaman geçti,
artık izinlerim daha fazla. Özellikle evin önündeki kaldırım benim için bir
sınır ve belki de eskilerden uzaklaşmaya başladığımın kanıtı gibi aslında. Evimden
çıkabiliyorum ve gittikçe dışarıya daha çok alışıyorum böyle olduğundan mıdır
bilmem evin o sakin hali bana çok yavaş gelmeye başlar oldu. Özellikle bahçe
ile sokağı ayıran duvar benim hayallerimin tuvali gibi. Ellerimi duvara
dayayıp yumuyorum ve saymaya başlıyorum içimden bildiğim kadarıyla, babamın
öğrettiği kadarıyla, yavaş yavaş
bambaşka bir dünyaya giriyorum. Benden iki kat büyük olan bu beyaz duvar
hayallerime açılan kapı gibi âdeta beni içine çekiyor ve hiç bitmesin istiyorum
bildiğim rakamlar çünkü biliyorum ki ne zaman saymayı bıraksam yine olduğum
yere geri geliyorum.
Yaşıtlarım da var etrafımda ama
onlar benim gibi değiller sanki fazla kolaycılar, her şeyi olduğu gibi kabul
ediyorlar. Benim yaptığım bu şeyin adına onlar saklambaç derken ben yolculuk diyorum.
Ara sıra onlara uyuyorum kollarımı duvara yaslayıp sayıyorum en yüksek sesimle
ve bağırıyorum saymayı bitirdiğimde onların yaptığı gibi “Sağım solum önüm
arkam sobe!”. Sonra koşturmaca başlıyor işte hep bir şeyleri birilerini arar buluyorum
kendimi peki bu böyle mi olacak hep? Gerçek
dünya hangisi olmalı diye düşünüyorum karar vermekte zorlanıyorum çünkü daha bu
kadar ileriyi düşünecek kadar gelişmedi kafamın içindeki. Ben sadece hayalimi
yaşamak için biraz olsun gerçekleri öteliyorum bu oyunlarla. Eskilerden kaçış
yeniye varış gibi bütün bu olanlar, yumuyorum ve geçmişi bırakıp geleceğe
geçmek için öylece bekliyorum.
Zaman keşke saydığım gibi kolay
ve çabuk geçse de ben de daha hızlı büyüsem diyorum bazen içimden, keşke daha
hızlı büyüsem. Yalnız tam böyle düşündüğümde geçenlerde fark ettiğim şey geliyor aklıma, ben büyüdükçe bazı oyuncaklarım
artık benimle konuşmaz oluyor sanki onlar benim, ben de onların dilini
unutuyorum. Artık eskisi gibi bakmaz oluyorlar sessizce bir köşede duruyorlar İşte
bunu fark ettiğimden beri büyümek ve büyümemek arasında kaldığımı da seziyorum
ama ikisi de benim elimde değil nihayetinde ben sadece izliyorum.